3 Aralık 2010 Cuma

Metrodayım Geliyorum.

İnsanlar geçiyor Ve şarkılar çalıyor. Kırmızılar var kadehlerde Tütün kokusu sarmış sokakları. Kahkahalar geliyor otomobillerden Şarkılar çalıyor yandaki meyhanede Kalabalık çok. Suratlar görüyorum fazla neşeli Hep mi hareketli olur bir şehir! Sıkıntılıyım arkadaş. Gülesim yok,ağlayasım yok. Sarhoş olsam bir dert. Düş(ün)sel (u)mutsuzluk demeli İki şarkı arası bi sigara içesim var. Mayhoş yükler var omuzlarımda Taşıyamıyorum. Bir bulut olup dökülsem ya ben Islatsam şu aptal şehri Yıkasam sarhoş kafaları. Söndürsem dumanları. Boşaltsam tozlu sokakları Bir ben kalsam?

29 Eylül 2010 Çarşamba

ben bazen.

On kez düşünürüm ben bazen.
On kez dinlemek isterim bir şarkıyı.
On kez nefret edebilirim sonra ondan.
Senden vazgeçebilirim on kez.
On kez ölmeyi isterim belki ardından.
Susmaları on kez tekrarlayabilirim.
Çünkü on kez konuşmak çok gelir bana.
Kedi olmak isterim bazen.
Dokuz kez canım yansın ama on kez yaşayayım isterim.
On kez bir satırı da yazabilirdim ama,
On kez düşünürüm ben bazen.

11 Mart 2010 Perşembe

Tek Perdelik Dram

Aşk tanrısının umarsızca akıtmış olduğu zehrin acısından kurtulmak için içtiği ilaç bir süreliğine mutlu etmişti evet.Nefes alış verişlerin ritmik hareketlerine yeniden alışmaya başlamıştı.Bir 'George Dandin' olma yolunda profesyonel adımlarla ilerlemekteydi ki bunu değişik şekillerde yapabilirdi.Tıpkı Alice gibi.( Go ask Alice, I think she knows) Neyse ki Kral Claudius edasına bürünerek acılarını kapatmak için onları yok etme çabasına girmişti.İçindeki zehri boşaltmak için başka bedenlere ihtiyacı vardı.Pamuk Prenses'i de işte tam bu esnada buldu.Oysa ki bu masal elma'nın tarafından hiçte mutlu bir sonla bitmemekteydi.Artık bir parçası koparılmış ve çürümeye yüz tutmuş halde 45 yaşındaki bir Cahit Sıtkı idi.Bir Faust olmaktan ne yarar gelebilirdi ki zaten.Eğer içindeki zehrin sadece kendini yok etmesine izin verseydi elma,o zaman onun da prensesi sevmesi şart olabilirdi... Seçkin Ç. 11.03.10

17 Şubat 2010 Çarşamba

mutsuz

Fare de mutsuz halinden.Üstelik o bembeyaz.Ayrıca onun kıpkırmızı gözleri var ki, kuyruğu bile yok.Hergün ne yesem derdi yok,elektrik faturasını,su faturasını hiç düşünmüyor zaten.Sigaraya zammı gelmiş,bira kaç para olmuş umrunda değil.Ne bekleyeni var,ne beklediği.Ne şarkılarda ağlar,ne masallarda yaşar.Gökkuşağını bile görmemiştir hayatta.Notalar onun için hiçbişey ifade etmiyordur.Ama gel gelelim o da mutsuz,o da mutsuz.. 'hep göz pınarında duran o göz yaşında,akmaya hazırlanan neler neler var.' Seçkin Ç. 17.02.10 01.36

14 Şubat 2010 Pazar

dipteki sen,dipteki ben.final

'elleri ellerime,gözleri gözlerime,saçları saçlarıma,karışan bir sen olsan.' ve bir düş'ün sonu daha. ışıkla kal.. seçkin ç. 14.02.10 01.11

26 Ocak 2010 Salı

dipteki sen,dipteki ben.2

bir yolu olmalı.alışabilmenin ve ya unutabilmenin..bir bardak çayda sarhoş olmamalıyım.incecik kağıda sarılmış tütün almamalı aklımı başımdan.pencereden her bakışımda,vücudumdan akan her damlada,şarkının her notasında sen olmamalısın..gecenin geç saatlerinde,dalamadığım her rüyada,sonbaharın sarısında ve ya kışın soğukluğunda işte,herneyse.aslında çok yavaş olmalı.herşey yavaş ilerlemeli.ama ilerlemeli. korkuyorum.diğerleri gibi olmandan.diğerleri gibi sonuçlanmasından.düşlerimin acı vereceğini bilerek onlara tutunmaktan korkuyorum.senin de dediğin gibi.'belki alışmam lazım'. hayır hayır.mutluyum böyle.bir gün gelecek,sen bunları okuyacaksın ve düşüneceksin.iyi ya da kötü.beni düşüneceğin günü bekliyorum.. acı biberli votka'ya..ööze'a.. seçkin ç.. 26.01.10 01.57

14 Ocak 2010 Perşembe

öyle derinden özlüyorum

özlüyorum.

bacaların duman kokusunu,

karda donmayan gözleri,

dostlarla ettiğimiz sohbetleri

yanında bir de ucuz şarabın tadını en çok.

mesela

bisiklete binmeyi,

bayramdaki okul telaşını,

sabahlara kadar yaptığımız

kızak yarışlarını.

benimle bakkala gelen komşu köpeklerini birde.

sonbaharın sonbahar olduğu günleri,

gözüm kapalı koşarak dinlediğim müzikleri,

ağlamayı becerebildiğim günleri de elbet

üniversite hayallerim olan günleri özlüyorum.

herkesin henüz hayatta olduğu zamanları,

bayramlarda şeker toplamayı,

komşu bahçeden çaldığımız kirazları

hani bir de 'cennet bahçesi' vardı ya

işte orayı da çok özlüyorum.

onu,bunu değilde

hani en soğukta bile buluştuğumuz bi park vardı ya

hani sen gizli gizli gelirdin

ben uzun uzun beklerdim.

henüz ayrılıklar yokken hani.

işte o zamanları

öyle derinden özlüyorum.

seçkin çalışkan

14.01.2010

04.01